COP28 hedefleri için hızlı ve cesur yüreklere ihtiyaç var
Dubai’deki COP28 zirvesinin yankıları sürüyor. Atılan ya da atılamayan imzalar kadar ülkelerin, şirketlerin iyileşme yolundaki olumlu niyetleri hakkında da çok şey söyleniyor. Dev şirketlerin kalabalık ekiplerle zirveyi takip etmesi, iklim kriziyle ilgili ortak hedefe dahil olma isteğinin önemli bir göstergesi. Elbette zirvelerin küresel karbon izindeki payı da önemli bir tartışma ve gelecekte bunu da dikkate alan yeni nesil yapılanmalara gidilmesi zorunlu görünüyor ama sanırım, bu da bahsedilen ortak akıl buluşmalarında yakalanacak. Dubai’nin en kalabalık katılımcı grupları arasında Türkiye’den Sabancı Holding de vardı.
Şirkete dokuz ay önce katılan Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Yeşim Özlale Önen ile COP28 izlenimlerini konuştuk.
NEDEN İYİLEŞMİYOR
Yeşim Özlale Önen, aslında bir psikolog. Hatta klinik psikoloji eğitimi de var. Yakalamışken sordum; evet zirveler yapılıyor, sözler veriliyor da neden insanoğlu bu iklim krizini yeterince ciddiye alamıyor?
Gerçek bir seans yanıtı verdi: “Bir krizle başa çıkma davranışı gelişmesi için dört aşama gerekiyor. İnkar, öfke, boşverme, kabul. Kabule geçmeden değişim olmuyor.”
Davranış değişimi için de ortada bir gerginlik olması gerekiyormuş. Bir amaç lazımmış. Önen, “aksiyonda gecikmemizin bir nedeni de bilgi eksikliği” dedi ve konuyu Dubai’deki COP28’e ustaca bağladı: “Petrol ve gaz alanındaki 50 şirketin orada olması ve metan emisyonlarını yüzde 50 azaltma sözü vermeleri birçok aşamanın geçildiğini gösteriyor. Sadece bu bile 2 derecelik ısı düşüşü demek.”
Elbette 2015’teki Paris zirvesinden bu yana verilen tüm sözler tutulsaydı durum başka olurdu.
Peki Sabancı ne yapıyor?
AKADEMİ YOLDA
Önen’in verdiği bilgiler net. Sabancı Holding yolunu sürdürülebilirlik hedefleriyle paralel çizmiş. Başka dikkat çektiği konu da üst yönetimden tam destek almaları. Peki bu hedefi yerine getirecek insan kaynağı nasıl seçiliyor? İş sadece büyük bütçeler belirlemekle bitmiyor. Uzun yıllar beyin avcısı Şerif Kaynar ile çalışan Önen, iklim kriziyle mücadelede konuyu içselleştirmiş insan kaynağının öneminin farkında. Bunu da şöyle açıkladı: “Bizi yüzde 42 hedefine götürecek gençleri seçmemiz gerekiyor. Yeni yetenekleri aramıza katarken de özellikle iki konuya bakıyoruz. Birincisi cesaret. Artık insanların davranış değiştirmesi gerekiyor. Bunun için de cesur olmaları şart. Diğer önemli konu da aciliyet hissiyle aksiyon almak… Yani inandığı bir şey var ama bununla ilgili hızlı aksiyon alabilecek mi? Diğer yandan, Topluluk içerisinde bir çalışma yapıyoruz. Hangi rol kritik, kimi bulmakta zorlanıyoruz? Sürdürülebilirlik rolleri mesela bunlardan bir tanesi. Bulmak da zor var olanları tutmak da… Çünkü çok uzmanlık gerektiriyor. 2020’den itibaren, tüm genel müdür ve grup başkanlarımızın performans değerlendirmesinde, ESG (ÇSY) hedeflerine yüzde 20 seviyelerinde ağırlık veriyoruz. Bu da, bizim bu süreci en üst düzeyde sahiplendiğimizin göstergelerinden biri. Bu uygulama Türkiye’deki holdingler arasında da bir ilk.”
Yeşim Özlale Önen, ayrıca bir Sürdürülebilirlik Akademisi kurmayı planladıklarını da söyledi. 60 bin topluluk çalışanı bilgilendirilecek. Bu da davranış değişikliğinin önemli aşamalarından biri.
5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM PLANI
Önen, topluluğun 2021’de açıkladığı 2050 ‘Net Sıfır’ hedefine dikkat çekti. “Bu konuda uzun vadeli taahhütte bulunan ilk holding olan Sabancı, sürdürülebilirlik yol haritasını kararlı şekilde uygulamayı sürdürüyor. 2021’e göre, 2030’da toplam emisyonlarını yüzde 42 azaltmayı amaçlıyor. 2022-2027 arasını kapsayan 6 yıllık dönemde sürdürülebilirlikle bağlantılı alanlara 5 milyar dolarlık yatırım yapacak. Türkiye’de dört yılda yapılacak yaklaşık her üç rüzgâr ve güneş santral yatırımından biri Sabancı imzası taşıyacak. Bu gibi inisiyatiflerle, hızımızı ve ölçeğimizi daha da artıracağız” dedi.
HER İKİ KADINDAN BİRİNİ DESTEKLİYORUZ
Halkbank’ın 2022’den bu yana kadınların girişimcilik ekosisteminde daha etkin olmaları amacıyla “Üreten Kadınlar” isminde bir projeyi hayata geçirdiğini sizlere bu köşeden duyurmuştum daha önce. Bu kapsamda farklı disiplinlerden bir jüri kurulmuş ve girişimci kadınlar arasında bir yarışma düzenleniyor.
Yarışmanın üçüncü sezonu için bir toplantı düzenlendi. Jüri üyelerini bu sayede yakından tanıma fırsatı buldum.
212 BİN GİRİŞİMCİ 53 MİLYAR DESTEK
Her biri aslında bildiğimiz, girişimcilik ekosisteminde rol model olan bu isimlerin aklında tek bir hedef vardı; bu denize daha çok kadın atlasın diye örnek hikâyelerin çoğalması.
Toplantıda konuşan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan’ın verdiği rakamlar etkileyiciydi. Arslan, “Kadın girişimciliği ekonomik büyümenin ve sürdürülebilir istihdamın olmazsa olmazı. Biz de banka olarak bugüne dek 212 bin kadın girişimciye 53 milyar TL’lik finansal destek sunduk. 2024’ün sonuna kadar bu sayıyı 250 bine çıkaracağız” dedi. Üreten Kadınlar Yarışması’nın ülkenin en büyük kadın girişimcilik markası haline geldiğini belirterek, “Bugün Türkiye’de Girişimci Kredi pazarının yüzde 50’sini tek başına bankamız finanse ediyor. Hayallerinin peşinden koşan her iki kadın girişimciden biri bizim hem iş ortağımız hem de en kuvvetli destekçimiz” diye sözlerini sürdürdü.
5 BİN BAŞVURU VAR
Yarışmaya bu yıl halen 5 binin üzerinde başvuru olmuş. Kazanan 100 kadına hem finansman kaynağı hem de eğitim, danışmanlık ve dijital kaynaklara erişim konularında da destek verilecek. Osman Arslan, kadınların iş dünyasındaki rollerini güçlendirmek ve onlara eşit fırsatlar sunmak üzere Üreten Kadınlar Akademisi Master Class Marka Eğitimleri’ne ocak ayında başlanacağını açıkladı. Ayrıca jüri üyeleri de tamamen gönüllülük esasıyla katılımcılara danışmanlık desteği sağlayacak.
Üreten Kadınlar ödüllerini 5 Mart’ta düzenlenecek törenle alacak.
JÜRİ KADINLARDAN OLUŞUYOR
Üreten Kadınlar Yarışması’nın jürisinde tasarımcı, akademisyen, yemek kültürü yazarı ve koleksiyoner Dr. Gönül Paksoy, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı ve İstanbul Galata Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Nilüfer Bulut, Gürok Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, Perveran markası ve Kırmızı Çocuklar Derneği’nin kurucusu tasarımcı Simay Bülbül, dokuma sanatçımız Fırat Neziroğlu, Kısmet By Milka markasının kurucusu Milka Karaağaçlı, Ashley Joy markasının kurucusu Aslı Gümüşel, Gürmen Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Gür Solmaz ve İpekyol Grup Kreatif Direktörü Hilal Şendur yer alıyor.